TÜRKİYE'DE SAĞLIK TESİSLERİ
Kaliteli sağlık hizmeti için gelişmiş ve uzman ekiplerce yönetilen bir tedavi süreci şarttır. Türkiye gerek sağlık turizminde gerekse termal turizmde sahip olduğu olanakları ile sağlık hizmeti alma amacıyla gelen hastalara kaliteli ve başarılı biz sağlık hizmeti sunmaktadır. Türkiye’nin bu alanda yapmış olduğu yatırımlar ve sahip olduğu doğal şifa kaynakları Türkiye’yi sağlık hizmetleri konusunda dünyanın öne çıkan ülkeleri arasına yerleştirmiştir.
Türkiye’nin Sağlık Turizminde Öne Çıkan Hastaneleri
Türkiye sahip olduğu gelişmiş sağlık tesisleri ile dünya standartlarında bir sağlık hizmeti anlayışına sahiptir. Türkiye’nin sağlık alanında yapmış olduğu yatırımlar ve geleceğe dönük yatırımları ile bu alanda dünyanın sayılı ülkelerinde olma iddiasını ilerleyen dönemlerde de koruma hedefindedir.
Gerek teknik donanım, gerek ulaşım imkânları, gerekse de mevcut hasta kapasitesi bakımından dünyanın sayılı sahip olan bu sağlık tesisleri uzman doktor ve sağlık görevlileri ile sağlık hizmeti vermeye devam etmektedir.
Türkiye’nin gelişmiş kadro, kapasite ve teknolojik donamın bakımından öne çıkan hastaneleri şu şekildedir;
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, Türkiye’nin üçüncü büyük sağlık yatırım projesidir. Sağlık Bakanlığı tarafından, Japonya Merkez Bankası ile Nippon İhracat ve Yatırım Sigortası dâhil olmak üzere dokuz farklı küresel finans kuruluşu tarafından finanse edilen bir kamu-özel ortaklığı (PPP) modelinde yürütülmüştür. 1,5 milyar ABD Dolardır. Projeyi Rönesans Holding ve Sojitz Corporation üstlenmiştir. Hastanenin inşaatı 2016 yılında başlamış ve 2020 yılında tamamlanmıştır. (Wikipedia, 2022)
Hastane toplam 1.021.000 m2 büyüklüğe sahiptir, bu alanın 171.000 m2’sine çam ve sakura ağaçları dikilmiştir.
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi sahip olduğu 2 bin 68 adet sismik izolatörüyle dünyanın en büyük deprem izolatörlü binası unvanına sahiptir. Hastane sahip olduğu 2.068 sismik izolatör sayesinde deprem anında bile hastalara yardım edebilecek kapasitededir.[3] Building Design+Construction dergisine göre, hastane açılış tarihinde dünyanın en büyük taban izolasyonlu binası olmuştur.
Hastane bir ana bina ve 6 bloktan oluşmaktadır. Ayrıca üç helikopter pistine ve 8.134 park kapasitesine sahiptir.
Şehir hastanesi sekiz hastaneden oluşmaktadır. Ana hastane binasının altı bloğunda genel cerrahi, pediatri, ortopedi, nöroloji, jinekoloji, kalp-damar cerrahisi ve onkoloji bölümleri yer almaktadır. Bitişiğindeki iki binada ise fizik tedavi-rehabilitasyon ve psikiyatri hastaneleri bulunmaktadır. Hastanede toplam 725 klinik ve gerektiğinde yoğun bakım tıbbına dönüştürülebilen 2.682 yatak bulunmaktadır.
Çam Sakura Şehir Hastanesi bunların yanı sıra 28 doğumhaneye, 90 ameliyathaneye, 16 yataklı yanık merkezine ve yeni doğan bebekler ile yetişkinler için toplam 426 yoğun bakım ünitesine sahiptir. Günlük 32.700 hastaya hizmet verilebilen hastanede yaklaşık 4.300 sağlık personeli, 4.050 servis personeli ve 810 yönetim personeli görev yapmaktadır. (Wikipedia, 2022)
Türk sağlık turizminde İstanbul’u sağlığın dünya başkenti yapma amacıyla faaliyetlerine devam eden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi sahip olduğu altyapı ve imkânlarla dünyanın sayılı hastaneleri arasında yer almaktadır.
Başkent Ankara’da yer alan şehir hastanesi 2019 hizmet vermeye başlamıştır. 3.704 yatak kapasitesine sahip olan bu hastane Türkiye’nin en büyük hastanelerinden bir tanesidir.
180 dekar üzerine kurulu olan hastane 131 ameliyathane 904 polikilinik 82 VIP oda, 1.554 tek yataklı oda, 725 çift yataklı oda ve 700 yoğun bakım ünitesinde toplam 3.704 yatak kapasitesine sahiptir. Buna ek olarak diyaliz kliniğinde 38 yatak kapasitesi ile hizmet veren Ankara Şehir Hastanesi tam kapasite çalıştığında günde 30.00 hastaya verme ve 8.000 acil hastaya müdahale etme kapasitesine sahiptir.
Hastanede ayrıca tıbbi gözlem kliniği işlevi gören 100 yataklı bir otel ve ambulans helikopterlerin iniş yapabilmesi için iki heliport bulunur. Hastanede yaklaşık 2.700 akademisyen, doktor ve cerrah, 6.300 sağlık personeli ve 4.000 idari ve destek personeli istihdam edilmektedir.
Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olma özelliğini taşıyan Mersin Şehir Hastanesi 2017 yılında Mersin’de hizmet vermeye başlamıştır. Akdeniz bölgesinde yer alan ve kıyı turizminin en önde gelen şehirleri arasında yer alan Mersin sahip olduğu şehir hastanesinde misafirlerini 5 yıldızlı konfor eşliğinde sağlık hizmeti sunmayı amaçlamaktadır.
74 bin 601 metrekare kapalı alan üzerine kurulan ve sağladığı tam donanımlı hizmetle sağlıkta Akdeniz’in gözbebeği konumunda olan Mersin Şehir Hastanesi’nde 497 hekim, 2 bin 47 yardımcı sağlık personeli ve 2 binin üzerinde idari personelin görev almaktadır.
Helikopter pisti, 770 araç kapasiteli açık otopark, 3 bin 89 araçlık da kapalı otoparkı bulunan hastane bünyesinde 276 poliklinik, 210 yoğun bakım, 52 ameliyathane, 7 anjiyografi, 36 endoskopi ünitesi, 152 pre-post, 30 diyaliz, 50 kemoterapi salonu, 8 triyaj, 72 yataklı acil arenası, 6 acil izolasyon odası, 12 travma ve 9 genel tedavi ünitesi bulunmaktadır.
Genel hastane binası, kalp ve damar, kadın doğum ve çocuk, genel onkoloji ve psikiyatri hastanelerinden oluşan şehir hastanesi, 1294 yatak kapasitesiyle öne çıkıyor.
Çevre illerden de çok sayıda hasta kabul eden hastane, 796 hasta odası, suit, VIP ve standart oda konseptiyle misafirlerine oldukça kaliteli bir sağlık hizmeti sunmaktadır.
Dünya’nın en önde gelen organ nakli merkezlerinden bir tanesi olan Turgut Özel Tıp Merkezi İnönü Üniversitesi’ne bağlı olarak faaliyetlerine devam eden bir sağlık kuruluşudur.
24.000 metrekare alana kurulu olan Turgut Özal Tıp Merkezi’nin toplam kapalı alanı 154.500 metrekaredir.
Turgut Özal Tıp Merkezi 16 katlı kulede 27 ve Karaciğer Nakil Hastanesinde 12 olmak üzere toplam 39 ameliyathane, ana binada 265, Karaciğer Nakil Hastanesinde 36 ve Onkoloji Hastanesinde 16 olmak üzere toplam 317 yoğun bakım yatağı, Onkoloji HAstanesinde 217, Karaciğer Nakil Hastanesinde 152 ve ana binada günübirlik yataklar dahil olmak üzere yoğun bakımlar dahil toplam 1585 yatak kapasitesine sahiptir. Dünya’da ilk ve tek Karaciğer Nakil Hastanesi’ni bünyesinde bulunduran bu merkez karaciğer nakil başarısında Avrupa’da 1.sırada yer almaktadır.
Türkiye’nin Öne Çıkan Termal Sağlık Turizmi Merkezleri
Günümüzde uzayan yaşam süreleri dünya genelinde termal turizme olan ilgiyi de arttırmıştır. Termal turizmin tüm yıl yapılabilir olması, modern tıbbın kimyasal etkileri birçok insanı termal turizm tedavi yöntemlerine yönlendirmiştir.
Coğrafyasında 3 tane ana fay hattı bulunan Türkiye termal kaynaklar bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Türkiye’de 500’ünün şifalı olduğu bilinen, 1300’den fazla sıcak yeraltı suyu kaynağı bulunmaktadır. Türkiye termal kaynak bakımından Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada yer alır. Türkiye’de 46 ilde 190 kaplıca bulunmaktadır. Bu bölgelere her yıl milyonlarca yerli ve yabancı misafir şifa bulma amaçlı seyahatler düzenlemektedir.
Türkiye’de yer alan başlıca Termal Turizm merkezleri şu şekildedir;
İzmir’in Balçova ilçesinde bulunan 2500 yıldır insanlığa şifa olan Balçova Termal sağlık turizminde Türkiye’nin öne çıkan termal turizm lokasyonları arasında yer almaktadır. Tarihte “Agamemnon Kaplıcaları” olarak bilinen Balçova Termal Tesisleri bünyesindeki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, modern dünyamızın ve tıbbın insanoğluna sağladığı imkânları sahip olduğu doğal güzelliklerle kaynaştırarak hizmet vermektedir.
Balçova Termal Tesisleri izik Tedavi-Kaplıca ve Kür Merkezi bünyesinde, Balneoterapi, Hidroterapi, Elektroterapi, Ergo-Kineziterapi, Parafin, Aktinoterapi, Teşhis ve Tedavi Ünitesi, Individual ( Bireysel ) Terapi, Aktivite ve Egzersiz salonları ve Diş Kliniği bulunmaktadır. Ayrıca;
- 8 değişik büyüklükte ve ısıda termal havuz (2 adet kadınlara özel termal havuz)
- 37 termal küvetli banyo odası
- Saunalar
- Buhar Odası
- SPA & Masaj
- Fitness-Center merkezi ile misafirlerine üstün kalitede sağlık hizmeti sunmaktadır.
Dünya’da nadir rastlanan bir suya sahip olan Balçova Termal Tesisleri Mineral olarak Kalsiyum, Sodyum, Klorür ve Bikarbonatın yanı sıra Sülfat, Potasyum ve Magnezyum’ da içermektedir. Termal su derecesi ise 35-41 derece arasında değişim göstermektedir.
Balçova Termal Tesisleri bünyesinde bulunan 1 Doktor 18 Fizyoterapist 8 Masör ve Masöz 2 Hemşire 1 Laborant 5 Fizik tedavi teknikeri ile misafirlerine hizmet vermeye devam etmektedir.
Erzurum’un Ilıca ilçesinde yer alan bu termal tesisler 15.000 m2’lik alana kurulu bölgenin en büyük ve en gözde termal turizm merkezidir.
Ilıca Termal Tesisleri otel birimi 36 standart – 4 suit olmak üzere 40 oda 120 yatak kapasitelidir. Açık ve kapalı restaurantlar, lobi, tam donanımlı toplantı, yaz-kış bahçesi, piknik alanı ve kongre salonundan oluşmaktadır.
Kaplıca biriminde 150 cm derinliğinde 80 m2’lik termal havuzu, Türk hamamı, fin hamamı, sauna, fitness center, masaj odaları, cilt bakımı (özel kil), özel aile havuzları ile misafirlerine hizmet vermeye devam etmektedir.
Sivas’ın Kangal ilçesinde bulunan ve sedef hastalığının dünyadaki tek doğal tedavi merkezi olduğu belirtilen balıklı kaplıca termal sağlık turizminde öne çıkan merkezler arasında yer alıyor. Her geçen yıl ziyaretçi sayısının arttığı Kangal Balıklı Kaplıca’nın sahip olduğu tedavi yöntemleri birçok insan tarafından doğadan gelen mucize olarak kabul ediliyor.
Sedef hastalığı başta olmak üzere bir çok deri hastalığının tedavisinde ün yapmış olan kaplıca aynı zamanda romatizmasal hastalıkların tedavisinde de oldukça başarılıdır. Bütün yıl hizmete açıktır olan tesisler sahip olduğu Kaplıca suyu her türlü romatizma hastalığa, sinir hastalıklarına, kırık, çıkık, ezik vb. durumlara, deri ve böbrek hastalıklarına olumlu etki yapmaktadır.
Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Balıklı Kaplıca sahası, gerek jeotermal enerji potansiyeli gerekse bu enerjinin kullanım imkanları yönünden önemli bir alan olarak ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’nin Afyonkarasihar şehrinde bulunan Ömer İpek termal tesisleri gerek sahip olduğu şifaları suları gerekse sahip olduğu doğal güzellikleri ile termal turizmin en önde gelen termal turizm tesisleri içerisinde yer almaktadır.
Tarihi çok eski dönemlere kadar uzanan Ömer İpek Termal tesisleri adını eskiden bölgede çobanlık yapmakta olan Ömer Dede’den almaktadır. Belde de çobanlık yapan Ömer Dede toprağı kazarak hala mevcut olan suyun kaynağını bulmuştur. Ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin anlatılarında da kendine yer bulan bu tesisler Afyon’da misafirlerine hizmet vermeye devam etmektedir.